Psikolojide klasik davranışçı ekol ne demektir?
Psikolojide klasik davranışçı ekol ne demektir?
  1. Haberler
  2. Bilim İlim
  3. Psikolojide klasik davranışçı ekol ne demektir?

Psikolojide klasik davranışçı ekol ne demektir?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Psikolojide klasik davranışçı ekol, psikolojinin bilimsel temellere dayandırılmasında önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen yaklaşımlardan biridir.

Psikolojide klasik davranışçı ekol nasıl ortaya çıktı?

20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan bu ekol, insan ve hayvan davranışlarını gözlemlenebilir, ölçülebilir ve dışsal uyarıcılarla açıklanabilir bir çerçevede ele alır.

Davranışçılığın kurucusu olarak kabul edilen John B. Watson, psikolojinin yalnızca gözlemlenebilir davranışlara odaklanması gerektiğini savunarak, bilinç ve zihinsel süreçler gibi subjektif kavramları bilimsel inceleme dışında bırakmıştır.

Davranışçılığın temelinde, bireyin çevresiyle etkileşimi ve öğrenme süreçleri yatar

Watson’ın çalışmaları, Ivan Pavlov’un klasik koşullanma teorisinden etkilenmiştir.

Pavlov, köpekler üzerinde yaptığı deneylerle, belirli bir uyarıcının belirli bir tepkiyi ortaya çıkarabileceğini göstermiştir.

Bir uyarıcı, düzenli tekrarlarla başka bir uyarıcıyla eşleştirildiğinde, organizma bu yeni duruma uyum sağlar ve otomatik bir tepki geliştirebilir. Örneğin, bir köpeğin zil sesiyle yemek verilmesine alıştırılması sonucu, yalnızca zil sesi duyduğunda bile salya salgılaması, klasik koşullanmanın temel mekanizmasını gösterir.

Watson, Pavlov’un bulgularını insan davranışlarına uygulayarak, duyguların bile koşullandırılabileceğini öne sürmüştür. En bilinen deneylerinden biri olan Küçük Albert Deneyi’nde, nötr bir nesne olan beyaz bir fare, yüksek bir ses ile eşleştirilmiş ve bu durum sonucunda bebek Albert, fareye karşı korku tepkisi geliştirmiştir.

Bu çalışma, öğrenilmiş duygusal tepkilerin nasıl oluştuğunu ve genellenebileceğini göstererek klasik davranışçılığın temel ilkelerini desteklemiştir.

Davranışçılık, bireyin doğuştan belirli yetilere sahip olduğu düşüncesine karşı çıkar ve tüm davranışların çevresel koşullanmalarla şekillendiğini öne sürer.

Bu bakış açısı, eğitimden klinik psikolojiye kadar pek çok alanda etkili olmuş, özellikle çocuk yetiştirme ve terapi yaklaşımlarında büyük değişimlere yol açmıştır.

Watson ve takipçileri, bireyin gelişimini anlamak için yalnızca gözlemlenebilir davranışlara odaklanılması gerektiğini savunmuş, içsel bilişsel süreçlerin bilimsel olarak incelenmesini gereksiz görmüşlerdir.

Ancak zamanla, klasik davranışçılığın yalnızca dışsal uyarıcılarla açıklamalar sunması eleştirilmiştir.

1950’lerden itibaren klasik davranışçı ekol

1950’lerden itibaren, Noam Chomsky ve diğer bilişsel psikologlar, insan zihninin yalnızca koşullanma yoluyla öğrenmediğini, içsel düşünce süreçlerinin de büyük bir rol oynadığını öne sürerek bilişsel devrimi başlatmışlardır. Buna rağmen klasik davranışçılık, psikolojide objektif yöntemlerin kullanılmasını teşvik ederek bilimsel psikolojinin gelişimine büyük katkıda bulunmuştur.

Sonuç olarak, klasik davranışçı ekol, insan ve hayvan davranışlarını açıklamak için sistematik ve deneysel yöntemler sunarak psikoloji bilimini şekillendirmiştir.

Her ne kadar günümüzde tek başına yeterli bir açıklama modeli olarak görülmese de, öğrenme süreçlerinin anlaşılmasında ve terapatik müdahalelerde halen büyük bir öneme sahiptir.

 

Psikolojide klasik davranışçı ekol ne demektir?
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

BulPortal ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!